kel adam, kör adam ve sahipleri oturuyor duvarda
günlerin külleriyle boyanmış kocaman bir sabahları var
dev bir masa ve içi irin dolu çorba kaseleri.
annelerinin ördüğü otoriteleri giymiş herbiri kafasına
yüzlerinde askeri bir ciddiyet olsada alt tarafta vücut yok
dedim ya vücutlar kel adam ve kör adamla duvarda.
yarına doğuracakları beklentileri düşlüyorlar
sofra; kürtaj odası.
istenmeyen düşünceleri orada aktarıyorlar kafalardan tabaklara
fonda duyulan bebek sesleri ise yalnızca ortama ciddiyet katmak için
güveler ve güvercinlerle dolu yumuşak zeminli bir oda
kel adam, kör adam ve sahipleri oturuyor duvarında
küllere yakılan ağıtlarla dolu kocaman yankılanmaları var
dev gölgelerle dolu koca bir çorba kasesi..
annelerin öldüğü günleri getirmişler koltukaltlarında
ellerinde askari bir titreme var ama ne kolları var ne omuzları
dedim ya adamlar güveler ve güvercinlerin gölgesinde irin dolu kaselere zincirli...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder