yumuşak yerler

tek bir sarı ampul, tek sandalye, tek masa, tek adam, tek şapka, tek pantolon, tek ceket, tek gömlek, tek kapı. tek adam tek kapıyı açıp içeri giriyor. sarı ampul çoktan siyah duvarlarda hayallere dalmış. adam sesini çıkarmıyor. ceketini çıkarıyor. tek sandalyenin arkasına asıyor ceketini. tek şapkasınıysa tek sandalyenin köşeli omuzlarından birine koyuyor. iki köşeli omuzdan sağ tarafta olanına. tek adam iki köşeli omuzu olan tek sandalyeye oturuyor. tek gömleğinin üst iki düğmesini açıyor. tek gömleğinin iki kolunda ikişer tane olmak üzere toplam dört tane olan kol düğmelerinin dördünü birden açıyor ve iki kolu da yukarı kıvırıyor. öksürük benzeri bir hareketle boğazını temizliyor. ses çıkıyor. ses gidiyor... tek adam elini saçlarının arasında gezdiriyor; alından enseye kadar bir hareket. ensede duruyor el. küçük, parlak dikdörtgen bir demir parçası yakalıyor. enseden yukarı, alına kadar bir hareket. vızıltı gibi bir ses duyuluyor. tanıdık bir ses. fermuar sesi. sol elini cebine atıyor ve küçük bir fanus çıkartıyor. içi su dolu. suyun üzerinde yüzen şişme bir yatak.. tek adam, tek fanusu tek masanın üzerine koyuyor. su dalgalanıyor. içinde küçük, kırmızı bir japon balığı yüzüyor. iki el aynı anda tek adamın kafasının orta yerinde birleşiyor. deriyi kafanın iki ayrı yanına doğru soyuyor. derinin içe bakan kenarları bir fermuar için kurulmuş ana yol. tren rayı. içeride tek adam olmasaydı, ve başka biri tek olmayan adam yukarıdan baksaydı eğer, şimdi kafasının ortasındaki derin boşluğu, boşluğun ortasındaki taş yatağı ve yatakta üşüyen, titreyen, kasılan, ağlayan insan ceninini görebilirdi. ne yazık ki tek adam var. sağ el kafanın içine ilerliyor. içeride, ıslak ve hareketli bir vücudu  kavrıyor. soğuk ve küçük vücudu. tuttuğu gibi dışarıya çıkartıyor. ceninin üzerindeki kurtçuklar kafanın içine geri dökülüyor. taş yatak boş... sağ el ceninini fanusun içindeki şişme yatağa bırakıyor. su önce dalgalanıyor, kısa süre sonra duruluyor. kırmızı japon balığı cenine kilitlenmiş gözleriyle suyun içinde, hareketsiz. iki el tek adamın kafa derisini ortada birleştiriyor. sol el fermuarı enseye doğru görüyor. tek adam, tek şapkayı iki köşeki omuzu olan tek sandalyenin sağdaki köşeli omuzundan alıp, kafasına takıyor. tek adam, tek sandalyenin sırtında asılı duran tek ceketi alıp kendi sırtına takıyor. tek adam tek kapıdan dışarı çıkıyor. tek sarı ampul sönüyor. kırmızı japon balığı cenini yiyor. su, hafifçe dalgalanıyor..